Saksıdaki Çiçeği Sevip Kaldırımdakini Ezmek


Bugün sosyal medya hesaplarımı karıştırırken oldukça dikkatimi çeken bir söze denk geldim. Kim tarafından söylendiğini bilmiyorum fakat söz şu şekildeydi:

“Saksıdaki çiçeği seviyorsunuz fakat kaldırımdakinin üstüne basıp geçiyorsunuz.”

Sonra şöyle dedim içimden, hepimiz önyargılarımız içerisinde boğulurken kendimiz için en güzel olanı, en iyi, kaliteli ve bize yakışanı seçiyoruz. Çünkü hepimiz, kendimizin sevdiğini değil, bir başkaları tarafından fazlası ile beğenilen ve sevilen insanlarla olmak istiyoruz.

Yargılamayı Herkesten Çok Seviyoruz

“Kaldırımda büyüyen çiçek ile saksıda büyüyen çiçek arasındaki fark nedir?” diye sordum kendime daha sonrasında. Kendi kendime şöyle dedim:

  • İlgi
  • Para
  • Şöhret
  • Beğeni
  • Güzellik algısı
  • Çekicilik
  • Önyargı

İşte bu 7 madde, yargılamayı herkesten daha çok sevdiğimizi kanıtlıyor bizlere. Bizim için “en uygun” ve “en iyi” olanını seçerken bu 7 engeli göz önünde bulunduruyoruz. Fakat kendimize şunu sormuyoruz, “Bir başkasına göre zengin olan, bana göre fakir olamaz mı?” ya da “Bir başkasına göre bana ilgisiz davranan biri, bana göre beni değerli görüyor olamaz mı?”.

Soru aslında çok basit! Eminim bu sorulara şu an yazıyı okuyan herkes, “Evet” diyecektir. Fakat verdiğimiz cevapla, hareketlerimizin bir olmadığının ne kadar farkındayız? Şöyle düşünün, eşinizi seçerken, kriterleriniz neydi? Evi, arabası, işi ve çok iyi bir baba/anne olması, iyi yemek yapıp destek olması mı? Yoksa sizi bir ömür boyu iyi ya da kötü günde yanınızda taşıyabilecek kadar güçlü, sadık, sevgi dolu ve değerli, kendisini geliştirmeyi seven biri olması mı? Bu iki soruya vereceğiniz cevap, kendi içinizde yaşadığınız dengesizliğin en net göstergesi olacaktır.

Bir Başkasının Değil Sizin İstediğiniz Önemli

Öncelikle buradan bekar, evli olan ya da boşanma arifesinde bulunan herkese şunu söylemek istiyorum, “Hiç kimse herkesi memnun etmek zorunda değildir”. Bir arkadaşınız size “Bence Ahmet/Ayşe sana ilgisiz davranıyor ve değer vermiyor” dediğinde, o kişinin size ilgisiz davranmadığını anlamanız gerekir. Bir insan size bir başka insan hakkında yorum yaparken, o yorumdan etkilenerek kaldırımdaki çiçeği ezmiş oluyorsunuz. Oysa çiçek aynı çiçek! Sadece bir başkası tarafından kötü yorum yapıldı diye ezilmeyi hak ediyor mu hiç?

Hayatınıza aldığınız insanların dört dörtlük olmadığını ve hiçbir zaman olamayacağını bilmelisiniz. Ne ben ne siz ne Ali ne Veli ne de Ayşe, Fatma, Hande… İlişki iki 4’te 2’lik insanın birleşip 4’te 4 olması ile tamamlanır. Bu nedenle hayatınızdaki insan, sizden başkasını memnun etmek zorunda değildir. Size iyi davranırken bu davranışını arkadaşlarınıza ve ailenize göstermek zorunda değildir. Çok zengin ya da fakir olduğunu, çok iyi ya da kötü olduğunu, çok sinirli ya da sabırlı olduğunu sizden başkasına göstermek zorunda olmadığı gibi…

Bir başkasının değil, sizin sevdiğiniz, sizin istediğiniz kişi önemlidir. Birini sevip sevmeden önce de düşünmeniz gereken tek şey budur.